MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Daha çok faiz geliri elde etmek için tertip edilmiş fon ve finans oyunları, doymayan kursaklarının tahrikiyle milyon dolarlarını bu fonlara bağlayan tanınmış simalar, bunlara çanak tutan sahtekar bankacılar, kurulan saadet zincirleri, saçlarına dolardan bukleler yapan şaibeli soytarılar gerçekten de milletimizde haklı bir öfkeye neden olmaktadır. Tik Tok rezaleti ise salgın gibi yayılmaktadır. Hakeza, siyasetin üzerine çöken taciz ve yolsuzluk iddiaları, sancılı ilişki ağlarını deşifre eden itiraflar, samimiyet ve sorumluluk anlayışıyla ifade etmeliyim ki yalnızca muhataplarına değil Türkiye’mize haddinden fazla zarar vermektedir. Toplumsal arınma, siyasi aklanma ertelenemez yükümlülüğümüzdür” diye konuştu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Daha çok faiz geliri elde etmek için tertip edilmiş fon ve finans oyunları, doymayan kursaklarının tahrikiyle milyon dolarlarını bu fonlara bağlayan tanınmış simalar, bunlara çanak tutan sahtekar bankacılar, kurulan saadet zincirleri, saçlarına dolardan bukleler yapan şaibeli soytarılar gerçekten de milletimizde haklı bir öfkeye neden olmaktadır. Tik Tok rezaleti ise salgın gibi yayılmaktadır. Hakeza, siyasetin üzerine çöken taciz ve yolsuzluk iddiaları, sancılı ilişki ağlarını deşifre eden itiraflar, samimiyet ve sorumluluk anlayışıyla ifade etmeliyim ki yalnızca muhataplarına değil Türkiye‘mize haddinden fazla zarar vermektedir. Toplumsal arınma, siyasi aklanma ertelenemez yükümlülüğümüzdür” diye konuştu.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, bugün TBMM grup toplantısında konuştu. Ortaya çıkan ve saadet zinciri olarak nitelenen “Fatih Terim Fonu” dolandırıcılığı ve Dilan-Engin Polat soruşturmasına da isim vermeden değinen Devlet Bahçeli, özetle şunları söyledi:
“MERKEZİ YÖNETİMLE YEREL YÖNETİMLER ARASINDA DENGE, UYUM VE İNSİCAM OLMASINI AMAÇLIYORUZ”
“Cumhuriyetin yeni yüz yılında tam 5 yıldır mahalli idarelere düşen zillet gölgesini kaldırmak amacıyla insan üstü bir gayretle çalışıyor, çabalıyor ve hazırlık yapıyoruz. Milletimizi aydınlık iddiasıyla karanlığa çekmek isteyenlerin ipliğini pazara çıkarmak için sabırsızlanıyoruz. Bağımlı vicdanlarıyla, esir kafalarıyla, çerçöp siyasetleriyle Türkiye‘nin önünü kesmek isteyen siyaset kofluğunu mahalli idarelerden silip atmak hedefiyle yanıp tutuşuyoruz. Cumhur’un 14-28 Mayıs 2023 tarihlerinde tezahür eden başarısına yeni bir halka eklemek istiyoruz. Merkezi yönetimle yerel yönetimler arasında denge, uyum ve insicam olmasını amaçlıyoruz.
CHP Genel Başkanı’nın, ‘ Türkiye‘de herkes eşittir fakat, (Kürtler) daha az eşittir’ açıklaması bölücü lügatın, terör üslubunun tıpkısının aynısıdır. Kürt kökenli kardeşlerimizin daha az eşit olduğunu söylemek hakikate alenen kıymak ve kastetmektir. Bu sefil iddia devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne kesif bir saldırıdır ve suçtur. Kürt kökenli kardeşlerim eşit hak ve hukuka sahip vatandaşlarımızdır ve bizim can beraberimizdir. Hangi bir Kürt kökenli kardeşim herhangi bir imkandan bugüne kadar mahrum kalmıştır?
“CUMHUR İTTİFAKI İSTANBUL’DA ZİLLETİ SALLAYIP DEVİRECEKTİR, ANKARA’DA ZİLLETİ SAVURUP İNDİRECEKTİR”
31 Mart 2024 tarihinde yapılacak mahalli idareler seçimleri öncesinde CHP’nin acemi genel başkanı sözüm ona HEDEP’i tava getirmek, Kürt kökenli kardeşlerimi istismar emeliyle gemi azıya almıştır. Bunlar öyle karışıklar ki akıl, vicdan ve siyaset anlayışı çerçevesinde bin parçaya bölünmüş durumdalar. CHP Genel Başkanı’na tavsiyem uydur, kaydır bir kurultay yapıp ya HEDEP’i içlerine almaları ya da derhal HEDEP’e katılmalarıdır. Cumhur İttifakı İstanbul’da zilleti sallayıp devirecektir, Cumhur İttifakı Ankara’da zilleti savurup indirecektir. Cumhur İttifakı yerel yönetimlerdeki makus hale son verecektir.
Onlarca yıldır milli ve manevi değerlerimize örtülü bir saldırı ve suikast yapılmıştır. Bu saldırı ve suikast mekaniği süslü kelimelerin, baskı altına alınmış kavramların çarpıtılıp çirkefçe kullanımıyla icra edilmiştir. Bir teröristin, bir bölücünün, bir işbirlikçinin insan haklarından, evrensel hukuk ilkelerinden, soysuz bir özgürlükten, soyup soğana çevrilmiş bir demokrasiden bahsetmesi bal gibi kavramların ve kelimelerin infazıdır. Türkiye uzunca bir süredir böylesi bir tahakküm altındadır.
İyiyim, cesurum, güneşim diyenlerin kötülükleri lağım gibi patladıkça bedeli ödeyen evvela failler değil, bizzat kavramın mana zenginliği olmaktadır. Milli ve insani değerlerimiz yıpratılmaktadır. Milli ve manevi ahlakımız yozlaştırılmaktadır. Siyaseti çıkarlarının tahkimi, egolarının ikmali, nefislerinin tatmini için bir vasıta görenlerin en başta demokrasiye ve siyaset kültürümüze verdikleri hasarlar korkunç boyutlara ulaşmaktadır. Bu hazin ve içler acısı gerçek siyasete ve siyasetçiye güveni maalesef tahminlerin ötesinde tahrip etmektedir. Esasen buna da hiç kimsenin hakkı yoktur.
“TOPLUMSAL ARINMA, SİYASİ AKLANMA ERTELEMEZ YÜKÜMLÜLÜĞÜMÜZDÜR”
Bir siyasi parti olarak bizden beklenen görev ve fonksiyonlardan biri ve belki de en önemlisi her sorun ve beklentiye isabetli cevaplar üretmektir. Ancak milletin sesine kulak vermeyip makam, koltuk, şöhret ve servet ihtirasının tutsağı olanlar siyasi partiden daha çok organize menfaat şebekesi, hatta suç örgütüne dönüş yapabilmektedir. Niyeti kötü olanların, namerde el avuç açanların, birbirinin kuyusunu kazanların, gülücükler eşliğinde fitne saçanların, ikiyüzlülüğün fenomeni olanların adı ne olursa olsun akıbetleri her zaman meflüçtur.
“ŞAİBELİ SOYTARILAR”
Daha çok faiz geliri elde etmek için tertip edilmiş fon ve finans oyunları, doymayan kursaklarının tahrikiyle milyon dolarlarını bu fonlara bağlayan tanınmış simalar, bunlara çanak tutan sahtekar bankacılar, kurulan saadet zincirleri, saçlarına dolardan bukleler yapan şaibeli soytarılar gerçekten de milletimizde haklı bir öfkeye neden olmaktadır. Tik Tok rezaleti ise salgın gibi yayılmaktadır. Hakeza, siyasetin üzerine çöken taciz ve yolsuzluk iddiaları, sancılı ilişki ağlarını deşifre eden itiraflar, samimiyet ve sorumluluk anlayışıyla ifade etmeliyim ki yalnızca muhataplarına değil Türkiye’mize haddinden fazla zarar vermektedir. Toplumsal arınma, siyasi aklanma ertelenemez yükümlülüğümüzdür. Selin gidip kumun kalmasını beklemeye gerek yoktur. Zira selin verdiği zayiat tehlikeli düzeylerdedir. Türkiye bu kirliliğe daha fazla maruz kalmamalıdır. Burada önemli olan samimiyet, dürüstlük ve tutarlılıktır. Aziz milletimiz ucuz fırsatçılık ve takiye yapanlarla, geçmişinin kefaleti ve şahadeti altında dürüst ve ilkeli siyaset yapanları mutlaka tefrik edecektir.
“İSRAİL İLE FİLİSTİN ARASINDA GEÇİCİ VE SINIRLI DEĞİL KALICI BARIŞIN VE ADİL ÇÖZÜMÜN YANINDAYIZ”
Hedefimiz; dağlarında teröristlerin, meydanlarında bölücülerin, ovalarında sivil maskeli terör maşalarının cirit atmadığı, yoksulluk, açlık, işsizlik ve sefaletin Türk milleti için bir kader olmadığı, emeğinin ve alın terinin karşılığını alamayan işçi, memur, esnaf, köylü ve çiftçinin kalmadığı, kanunsuzluğun kol gezmediği, kadına şiddetin, hırsızlığın, gasp ve kapkaççılığın sokaklarına hakim olmadığı, vurguncuların ve soyguncuların milli kaynaklarını ve servetlerini talan etmediği, okullarına toplumsal şiddetin, uyuşturucu illetinin ve ahlaki çöküntünün girmediği, milli değer ve hassasiyetlerinin saygı gördüğü, milli çıkarlarının siyaset tüccarları tarafından peşkeş çekilmediği, Avrupa Birliği komiserlerinin tepeden bakamadığı, Türk milletinin hor ve hakir görülmediği, etnik köken, dil ve din farklılıklarına bakılmaksızın bütün evlatlarımızın, Türk milletinin eşit ve onurlu bireyleri olarak huzur, güven, refah ve mutluluk içinde bir arada kardeşçe yaşayacağı bir Türkiye’dir ve Türk Devri’dir.
“1967 SINIRLARINA HAİZ BAĞIMSIZ BİR FİLİSTİN DEVLETİNİN KURULMASINDAN BAŞKA SEÇENEĞİ DE TANIMIYORUZ”
İsrail ile Filistin arasında geçici ve sınırlı değil kalıcı barışın ve adil çözümün yanındayız. Yine de geçici ateşkes kararının ve zaman zaman aksasa da yapılan rehine takasının ümit verici olduğunu değerlendiriyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın aktif diplomasiyle, akıl ve ahlak temelli girişimleriyle insani yardım koridorunun açılmasından, geçici ateşkes kararının alınmasından şüphesiz bahtiyarız. ve haklı mücadelesinin arkasındayız. İki devletli çözüm vasatı dahilinde, başkenti Doğu Kudüs olan ve 1967 sınırlarına haiz bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasından başka seçeneği de tanımıyoruz. Filistinli masumların çığlığına hiç kimse bigane kalamaz. Bir halkın toplu katliamına Müslümanım, insanım diyen hiç kimse seyirci duramaz.
Çalışmayan emeklilerimize verilen 5 bin liralık ikramiyenin aynısıyla çalışan emeklilerimize de yansıtılma kararı memnuniyet vericidir ve desteğimiz tamdır. İnanıyorum ki emeklilerimizin ekonomik şartları daha da iyileştirilecektir. Türkiye ekonomisinin derlenme toparlanma ve tam bir istikrara kavuşma sürecinde toplumun her kesimi hak ettiği payı muhakkak alacaktır.”
Kaynak: Haberler